Üniversiteye Hoş Geldin

Neler Yaptık?

Kuruluşumuzun daha ilk ayı geçmeden Gezi Direnişi patlak verdi. Tüm sokaklarda, meydanlarda, memleketin her bir yanında direnişin parçası olduk. Nerede bir barikat varsa FKF barikatın başındaydı. Nerede bir direniş başlasa FKF sokaklardaydı. Türkiye’nin dört bir yanında eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği haykırdık, dayanışmayı büyüttük. Kimsenin cemaatlere ses çıkaramadığı o günlerde, cemaatin üniversite kayıtlarında yaptığı fişlemeleri ortaya döktük. Liseli kardeşlerimizi “abi-abla” evlerine mahkum etmedik, ülkesine karşı kendisini sorumlu hisseden yüzlerce gençle birlikte dayanışma dershanelerini kurduk.

Suriye savaşı gündeme geldiğinde “Savaşa hayır” sesini yükselttik. Ülkenin her yanından Hatay’a büyük bir yürüyüş düzenledik. Altı gün sürdü yürüyüşümüz. Hatay’a giderken geçtiğimiz her ilde eylemler yaptık. Son durağımız olan Hatay’da ise Hatay halkıyla beraber büyük bir miting gerçekleştirdik. Birileri “Kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar, gerekirse yasal düzenleme yaparız” dediklerinde Türkiye’nin birçok meydanında kadınlı erkekli eylemler düzenledik, “Kimse bizim yaşamımıza böyle müdahale edemez” dedik.

Vanlı depremzedelerin en çok ihtiyaç duydukları zamanda yanlarında olduk. Seslerini duyurmaya çalıştıklarında onlarla dayanışmaya gittik, yeni yıla onlarla beraber girdik. Gezi Direnişi’nde katledilen Ali İsmail Korkmaz’ı, Eskişehir’de heykelini dikerek ölümsüzleştirdik. 9 Mayıs 2015’te binlerce gençle birlikte “başkaldırıyoruz” dedik.  Bize yasakladıkları yerde, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda, bütün yasakları delerek Gezi ruhunu yeniden canlandırdık. Şarkılarımızı, türkülerimizi hep bir ağızdan söyledik; yasaklayanlara meydan okuduk.

10 Ekim’de başkentte patlatılan bombalara ve yaşanan katliama karşı üniversitelerde, liselerde, meydanlarımızda ayağa kalktık. “Yasta değil, isyandayız” dedik.

16 Nisan Referandumu’na giden süreçte tüm gücümüzle Hayır’ın sesini büyüttük. Memleketin dört bir yanında Hayır için sokağa çıktık. Okullarımızda ve mahallelerimizde Hayır’ı anlattık. Referandum gününü oylarımızı korumak için sandık başında geçirdik. Kazandığımız seçim gasp edilmeye çalışıldığında ise sokaklardaydık. 29 Ekim 2017’de büyük bir Cumhuriyet yürüyüşü gerçekleştirdik. Kadıköy halkı ile birlikte yaptığımız yürüyüşte müfredatta yapılan gerici değişikliğe karşı gençliğin kukla olmayacağını haykırdık. Yeni bir Cumhuriyet için sokaklara çıktık.

24 Haziran seçimlerinde memleketi “başkanlık” adı altında, diktatör sevdalılarına bırakmayacağımızı söyledik. AKP iktidarı tarafından 16 yıldır üzerimizde yaratılan bu karanlığı yırtıp atacağımızı hatırlattık. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi oylarımızı korumak için seçim güvenliği çalışmaları yaptık. Seçim sonuçlarından daha fazla önemi olan şeyin bu ülkenin boyun eğmeyen ve eğmeyecek olan sosyalistlerinin, cumhuriyetçilerinin ve devrimcilerinin kararlılığı olduğunu yüksek sesle bir daha söyledik.

12 Mayıs 2019 tarihinde Abbasağa Parkı’ndan “Gençlik varsa umut var” diye haykırdık. Binlerce üniversiteli, liseli kardeşimizle birlikte gençliği teslim alamayacaklarını, gençlik bu memlekette olduğu sürece umudunda bu memlekette olacağını söyledik.

“Üniversiteyi Bana Sor” çalışması ile liselerini bitirip üniversiteye giren arkadaşlarımızı cemaatlere, tarikatlara mecbur bırakmadık. Merak ettikleri üniversitelere dair sorularını o üniversitelerde okuyan üyelerimiz aracılığı ile yanıtladık. Tercih döneminde de kayıt döneminde de arkadaşlarımızın yanında olduk.

Yoksulluğa, geleceksizliğe, aklımızla dalga geçenlere “İtirazım Var” dedik. Öğrencilerin temel ihtiyaçlarının devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanması gerektiğini söyledik ve bunun mücadelesini ettik, etmeye devam ediyoruz. Eğitimin her düzeyde, herkes için eşit ve tamamen parasız olması gerektiğini söyleyerek bu düzene itirazımız olduğunu söyledik.

Pandemi boyunca çevrimiçi etkinlikler, atölyeler, yayınlar, paneller düzenledik. Fiziki olarak yan yana olamadığımız aylar boyunca üretimlerimize devam ettik.

Kurulduğumuz günden beri Özsüt, Cargill, Yatağan, Van İŞKUR, Flormar, metal direnişi gibi birçok işçi direnişinin yanında safımızı aldık. Emeğin ülkesini kurmak için, emekçiler ile beraber omuz omuza mücadele ettik. Cerattepe Direnişi’nde doğamız için mücadele ettik. Tabi ki bunlar yaptıklarımızdan sadece birkaçı, kısacası kısa zaman içerisine büyük bir direniş ve mücadele sığdırdık.