11 Mart 2020 tarihinde ilan edilen küresel salgın ve sonrasında 16 Mart’tan itibaren okulların tatil edilmesiyle akıbeti bilinmez bir halde eğitime ara verilmiş oldu. Aradan neredeyse 1 yıl geçti ve durum hala bilinmezliğini koruyor.
Salgın öncesi dönemde de var olan eğitimde fırsat eşitsizliği, uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber daha da belirgin bir hal aldı. Bu eşitsizliği pandemi döneminde pekiştiren sebepler arasında planlama eksikliği ve teknik altyapı yetersizliği yanında, iktidarın bilinçli bir şekilde sorunları çözmek için adım atmamayı tercih etmesi de gösterilebilir. Pandeminin halk sağlığına yönelik etkilerini sınırlamak mümkünken, iktidar tarafından patronları kurtarma politikalarının hayata geçirilmesinin can kayıplarının devamına yol açması gibi, eğitim alanında benzer uygulamalara gidilmesi de özellikle dar gelirli aile çocuklarının eğitime erişememesine ve eğitimin niteliksiz bir şekilde sürdürülmesine yol açtı.
Özel okullar senetlerini alabilsin diye uzaktan eğitimin başlangıç tarihi de saklandı, turizm patronları rahat etsin diye YKS tarihi de değiştirildi. Mesele eğitimin temel bir hak olarak bilimsel ve nitelikli bir şekilde edinilmesi olduğunda ise Milli Eğitim Bakanı’nın tepkilere açıklama getiremeyişi ve duygu sömürüsü yolunu tercih etmesi dikkatleri çekti.
En temel insan haklarından biri olan eğitimin ticari ürün olarak pazarlandığı bir düzende AKP iktidarı, salgının başından itibaren halkı değil eğitim tüccarlarını gözeten kararlarıyla bu alanda da kamu yararını önceleyen bir iktidar olmaktan uzak olduğunu göstermiştir.
Verilerden bahsetmek gerekirse, farklı tarihlerde ve illerde çeşitli derneklerin ve eğitim sendikalarının yaptığı araştırmalara göre, ilk-orta öğretim ve lise öğrencilerinin büyük çoğunluğunun televizyon ve internet üzerinden EBA programlarına erişmediği, canlı derslere katılmadığı ve katıldığı takdirde de öğretmenle etkileşimden uzak bir şekilde kamera ve mikrofonların kapalı kullanıldığı anlaşılıyor. Bu sonuca ışık tutacak nitelikte daha kritik bir konu da öğrencilerin çoğunluğunun bilgisayara, akıllı telefona ve internete erişimden yoksun olması.
Bir taraftan internete ve sisteme erişim sorunu yaşanması diğer taraftan öğretmenle verimli iletişim kurulamaması söz konusuyken devletin bu duruma yönelik çözüm üretmediği çok açık. İnternet altyapısı iyileştirilmedi ve gelen faturalara eğitim desteği sağlanmadı. Dağıtılan tabletler göstermelik kaldı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi amacı öğrenileni ölçmek olan sınavlar göstermelik olarak, neyi ölçtüğü bilinmeden yapıldı. Kısacası bilinçli olarak kamu yararı gözetilmedi, temel bir hak olması gereken nitelikli ve bilimsel eğitim hizmeti ciddiyetle ele alınarak topluma sunulmadı.
Uzaktan eğitim süresince sergilenen bu ciddiyetsizlik, okulların kademeli olarak açılması planlanırken de devam ediyor. Geçen dönem yapılan baştan savma uygulamaları hatırladığımızda, pandeminin ortasında açılacak okullarda alınacak tedbirlerin niteliğiyle ilgili fikir sahibi olmak da mümkün gözüküyor. Bununla birlikte aşıdaki belirsizlik, eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin ne zaman aşılanacağının belli olmaması yine tedbirlerin yetersiz kalacağını ve halk sağlığının hiçe sayılacağını gösteriyor. İktidarın salgını yönetememe politikaları dikkate alındığında özellikle ilk etapta yüz yüze eğitime başlayacak öğrenciler ve aileleri sağlık açısından büyük bir tehdit ile karşı karşıya kalıyor.
Bütün bunları gözeterek soruyoruz:
- Okulları açacaksanız gerekli hijyen önlemlerini, düzenli ateş ölçümünü, yeterli miktarda maske ve dezenfektan teminini, güvenli bir şekilde ulaşımı sağlayabilecek misiniz?
- Normal şartlarda 30 kişilik sınıflarda 50 kişi ders aldığımız oluyordu, sosyal mesafenin çok kritik olduğu bir dönemde yüz yüze eğitim alacak öğrencilerin sayıları göz önüne alındı mı?
- Hocalarımız ve biz aşıdan yararlanacak mıyız, eğer yararlanacaksak normalde 2 doz olması gereken ve arada 28 gün süre olan aşı takvimi ne zaman paylaşılacak?
- Pandemi dönemi boyunca verilen eğitimin eksikliği ortada. Yeni müfredatı ve yapılacak olan sınavları bu eksiklikleri göz önünde bulundurarak hazırlayacak mısınız?
Yüz yüze eğitime başlanacaksa bu soruların acilen cevaplanması ve gerekli bütün önlemlerin alınması gerekmektedir. Fikir Kulüpleri Federasyonu olarak bu soruların yanıtlanması ve alınması gereken önlemler için tüm liseli dostlarımızı örgütlenmeye, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.